28.2.06

başlıksız

Havalar yine sogudu sanki,bugün okuldan çıkışta farkettim.Soğuk rüzgar yüzüme çarpıyordu.Bunu hissetmem kötü şeyler olacağı anlamına gelmezdi elbet(ama aklıma geldi işte) Galiba şehrimden uzaklarda bir yerlerde yağmur var.Nedenini çözmüş değilim,içimi sıkıntı kaplıyor,deniz bulanıyor..Aklımdakileri birer birer kapıdan dışarı atmaya çalışıyorum.Bu sıkıntılı hava geçsin artık!

22.2.06

ne zaman gitti tren..

yazmak adına düşündüğüm öyle çok konu var ki.ama birbiri ardına toplamak sıraya koymak en zoru.bir kelimeyi ola ki yanlış bir yere oturtursam treni uğurlamış olurum.hani hayaloğlu demişti ya söylenmemiş türkü diye işte bende de bir türkü var söylenmemiş,söyleyemediğim..pek çok şeye dair.
sessizce izliyorum bu filmi,ardımda geçmişin sarhoşluğu,neler umup neler bulduğumu,beni seni onu..omzunda yük gibi duran zamanı.acaba ne zaman giceğim buralardan,elimde ekmeğimle.tutabilir miyim zamanı?ellerimi uzattım ve avcuma zamanı koymanı bekliyorum.

öte yandan bir ses çıkar diye bekliyorum hergün.agaç yüzünü güneşe dönmüş arkasına bakamıyor ki neler oluyor.ses gelmiyor.
karanlık.
haberin yok.
masallar anlatılmış,türküler söylenmiş.
kah güldük kah eğlendik misali
sen uyu bebeğim.
rüyandaki güzellikle kal.
sevgiyle kal.
sizi seviyorum

tık tık tık..

''dost dediğin;
radikal olmalı;
sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile seni sevmeli..
sarılacak biri olmadığın zamanlarda bile sana sarılmalı..
dayanılmaz oldugun zamanlarda bile sana dayanmalı..
dost dediğin;
fanatik olmalı;
bütün dünya seni üzdüğünde sana moral vermeli,
güzel haberler aldoğında seninle dans etmeli,
ve ağladığında,seninle ağlamalı..
ama hepsinden daha çok;
dost matematiksel olmalı;
sevinci çarpmalı..
üzüntüyü bölmeli..
geçmişi çıkarmalı..
yarını toplamalı..
kalbinin derinliklerinde ihtiyacı hesaplamalı..
ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı..
işi bitince seni bir tarafa atmamalı..''


mevlana

21.2.06

Aklım başımda değil ki, takılı kaldım hikayede.Boşrolde sen yalnızlarda ben...
Dünyaya geri dönmeli, bulutlarda gezmiyorum artık,herşey mavi değil,deniz de mavi değilmiş meğer.Hepsi yansımadan kaynaklanıyormuş.Nasıl da kandırdım içimdeki çocuğu.Sshh sakın duymasın o,hala denizin mavi olduğunu düşünüyor.Bırak istediği gibi düşünsün, nasıl görmek istiyorsa öyle görsün.Bulutlardan bakmak nasıldı onu da yaşıyor, gözlerindeki güneşten anladım ben.Bir de bana birşey sordu ben cevabını veremedim.Neden cevap vermedim diye düşündüm ve düşünme konusunda da tembellik yaptığımın farkına vardım.İçimdeki çocuk uykulu bana gülümseyerek ''biliyosuun biliyosuuun!'' dedi.Gözleri güneş gibi parlıyordu.O kadar güzel bakıyordu ki bana ona gerçekleri söyleyemedim.diyebildiğim tek cümle ''onlar birbirlerini tamamlıyorlar,yetmez mi''Çocuk bana baktı,bu fikir ona ilginç gelmişti.Aradıgı cevabı bulamadı ama hoşuna gitti.İçimdeki çocuk az önce uyudu.Onu yalnız bırakmamalıyım,yanına birazdan geliyorum diye söz verdim çünkü.Yalnız uyumayı pek sevmiyor.Yıldızları da merak ediyor.Hergün yeni birşeyler soruyor,onun dünyası o kadar farklı ki.Ben onu rahatsız etmiyorum,huzurlu yaşasın istiyorum ki görünüşe göre çok da mutlu.Sevildiğinin farkında bu yüzden daha çok soru soruyor bana.İçimdeki çocuk, geliyorum yanına merak etme, seni bırakmam.

(Seni de)
Sorusu ne miydi?

'' Güneş Ay'la hiç buluşuyor mu?''






tadım..

Padişahın birinin çok güzel bir karısı varmış,kocasını çok severmiş ama söylemeye çekinir belli etmezmiş pek. Bir şenlik vakti padişah karısına beni ne kadar seviyorsun diye sormuş.Sultan ''tuz kadar çok seviyorum'' demiş.Bunun üzerine birden ortam gerilmiş,suratlar asılmış.Şenliktekiler fısıldaşmaya başlamış.Padişah ne demek bu diye hesap sormuş.Vezirler ''sizi aşagıladı bu nankör'' diye cevap vermişler. ''Tiz kellesini vurdurun!'' diye akıl vermişler.Padişah Sultan'a ''rezil rüsva ettin beni!Kendini nasıl savunacaksın?'' diye sormuş.Sultan bunu akşama anlatmak için izin istemiş.Akşam yemeklerin hepsini Sultan kendisi hazırlamış.Padişah yemekleri tatmış az daha kusuyormuş.'' bunlar ne biçim yemek,rezalet,beni zehirlemek mi istiyorsun?'' diye sormuş.''hayatım bu yemek gibi sen de tuzumsun!'' diyip yemeklere tuz ekmiş.Padişah tekrar tatmış,yemekler bir anda dünyanın en güzel yemekleri olmuş.Padişah özür dilemiş karısından ve bi daha hiç tartışmamışlar bile.Sonsuza dek mutlu yaşamışlar!

17.2.06

yağmurlar...

durgun görünüyorsun?
yoo
anlatmak istediğin birşey var mı?
yoo
peki neden böylesin?
iyiyim..
zaten hava da bir garip,seni de böyle görünce üzüldüm
iyiyim ben,hava da çok güzel..yagmuru izliyorum,düşlüyorum..

14.2.06

zaman durdu

bugün güzel bir gün ama haftası daha güzeldi...
iyiki varsın...
iyiki yanımdasın..
bir gün değil ki sadece...

9.2.06

seyre daldım denizimde...

önce dalgalandı deniz
ardından durgun..
yagmur yagdı tenine
özlemdi tüm bunlar
birer birer sevgiliye!
ayrılık koymasa
dönmesem geriye
ama nafile
kalacaksın hep içimde!