22.5.08

ahmak

olur ya işte bazen aksilikler. beklersin, ümit edersin falan ama istediğin gibi olmaz, o şekilde ilerlemez. olduramazsın bir türlü. o zaman nedir doğru olan kimseye zarar vermemek için çırpınmak kendine konuşmak, söylenmek.. derken sessizliğimdeyken ben yine bir kıpırtı hissederim, bilirsin ya su hemen dalgalanıverir tepkisiz kalamaz. ama öyle değil bu sefer. bu suyu dalgalandıran huzursuz edici birsey; üzüyor, sıkıyor, cevapsız sorular geliyor peşi sıra. bu kadar mı? yok yok değil daha nasıl eziyet edilebilir..nedir?
biliyorum karmaşığım, anlaşılmıyorum, hatta anlatamıyorum. kendimi ifade edemeyecek kadar iyi değilim.
bu muydu?
suya kocaman bi taş atıldı dalgalandı dalgalandı ve sıcradı damlalar. aslında sorun taşı atanda değil, değil mi suyun dalgalanmaması lazım. suyun problemi bu yapısı öyle olmasaymış, akışkan hareketli ya da her neyse işte öyle olmasaymış, canı acımasaymış. meğer kabaha sudaymış da ben anlayamamışım hikayeyi.
zaten hangi hikayeyi anladın ki!

Hiç yorum yok: