8.4.09

eskici geldi hanım

televizyon izliyordum müzik kanalının birine takıldım. çocukluğuma geri döndüm bir de tabi doğal olarak kahkahayı bastım oracıkta. zaman geçince eskittiklerimiz neden komik geliyor bize?



çizgili pijamavari pantolonu, üzerine giydiği... hele o en başta sırtını dönmüş sandalyede böyle, omuzlarını hareket ettirdiği o kare :D off off off. ne kadara mal ettiler bilinmez ama amatörce çekilmiş bi video belli. sallanıyor kamera. sesi gülüşü güzel, şarkıyı da severdim, dinlerdim ona birşey demiyorum. ama eskiden böyleymiş işte neylersin.

misal o zamanlarda çekilmiş fotograflarıma bakıyorum, sahiden bi şapşallık hakim.
türk filmlerine zaten hiç girmiyorum. o saçlar, kelebek tokalar, yüksek bel kotlar, ense bırakan erkekler...

80'lerde doğmuş her çocuk bunlara tanık oldu. bunlarla beslendik işte. ben memnunum halimden, asıl 90'larda dogmuş olan çocuklar işte şimdilerin emo gençliği biraz tuhaf geliyor bana heheh onlar bolluktan ne yapacaklarını şaşırdı ondan bu haldeler herhalde. bir kere çocukluklarından başlıyor sorun, en çok dışarıda oynayamadıklarına üzülüyorum. bi sürü oyuncaklarının olmasına seviniyorum da yaratıcı olmalarını mı engelliyor ne. böyle dijital herşey. sonrasında hazırcı gençlik. gerçi ben de 15-16 yaşlarımdayken..yok ya şimdikiler daha bi çeşit geliyor gözüme.

bi de eskiden sarı telefon kulubeleri vardı, ben onları pek severdim. itiraf ediyorum arkadaşlarımla bilmediğimiz numaraları çevirip şarkı söylerdik. paramızı o jetonlara veriyormuşuz, ne anlamsızlık. ayrıca evin ilk telefonu ve bir heyecanla çalan telefona cevap vermek için kardeşler arasındaki o koşturmaca.

akşamüstü her gün dısarda olurduk, bisiklet biner, paten kayardık saatlerce. 7 kiremit, istop, can oynardık. kimi zamanlar hava karırınca da dışarda olurduk biz. dışarıdan bir kötülük gelecek diye bir korku yoktu şimdiye kıyasla. gece oynanan saklambaç gibisi de yoktu. olmadı mahallenin biraz yaşça büyük abi ve ablaları korkunç hikayeler anlatırdı bize gecenin karanlığına uygun.

çocukça platonik aşklar da olurdu, hiç konuşmadan yaşanan içten içe olup biten. kimsenin bilmediği.aşk her zaman var tabi.
ne diyor, çek faytonu yarime uzanalım.

büyüdükçe biz, değişti herşey normal olarak. değişecek daha da işte bir yanımız hep sevdiğimiz gibi kalsa herşey diyor.

kendime not: en son izmirde binmiştim faytona, gidince yine bineyim aklımda olsun.

Hiç yorum yok: