9.6.10

uyku


nasıl birşeydi öyle, uzun zamandır bu kadar ağladığımı anımsamıyorum. hıçkıra hıçkıra. dolu dolu akan gözyaşlarım. konuşmadım hiç, sadece ağladım. nasıl bu kadar gerçekçi oluyor bu rüyalar? hepsi rüyaydı ama uyandığımda yastığıma bakmadan edemedim. sahiden ağladım mı diye... rüyamda çoktan beri görmediğim birisini arıyordum. çocukluğuma gitmişim yürüyorum oturduğumuz mahallemde, hızlanıyorum ilkokuluma koşuyorum. okulum çok değişmiş, eski binadan eser yok, yenilerini dikmişler. öğretmenler odasına giriyorum ama hiçbir öğretmeni tanımıyorum. hepsi konuşuyor, birşeyler söylüyorlar birbirlerine, kahkaha atıyorlar. beni farketmiyorlar bile. dışarıya çıkıyorum. derken aradığım kişiyi buluyorum. bir adım geri çekilip duvarın arkasından bakıyorum ona. o sırada akıyor gözyaşlarım. sonra gövdemi çıkarıyorum meydana. beni tanıyabilecek mi bunca değişimden sonra diye. bana bakıyor ve anında yüzünde bir tebessüm oluşuyor. beni unutması mümkün değil ki zaten. yanına yanaşamıyorum. sadece olduğum yerde ağlıyorum. yanıma geliyor şaşkın bi şekilde, nasıl buldun beni der gibi. nerelerdesin der gibi, o kadar soru var ki yüzünde..ama hiç birsey sormuyor. sadece sarılıyor. o zaman ben daha da çok ağlıyorum. hıçkırmaya başlıyorum. ne de çok severdim, bak geldim buldum seni. bunca zamandır neden görüşemedik ki. kimbilir neler neler yaşadın. iç sesim konuşuyor o noktada. ağlamaktan konuşamıyorum ki. kilo almışsın bir kaç iz bırakmış yüzünde yıllar. gülümsüyorsun ve sadece sarılıyorsun bana. çok acayipti gerçekten. hiç konuşmadan geçen ve ağlak bir rüya.

5.6.10

bir şey

insan bir zaman hep çocuk kalacakmış hissedermiş. daha sonra da hep genç kalacakmış gibi. bir önceki dönem özlenirmiş meğerse sürekli. yaşanılan an unutulur. bense en güzel dönemdeyim. en güzel yerde. en çok yaşamak istediğim şehrin en sevdiğim denizinin ucunda. en güzeli..bu günü, bu zamanı unutmayacağım, kesin. çok şey istemiyorum hayattan. mutluluk yetiyor bana.