Hayat tuhaf bir şey ya. Anlamlandıran şeyler var ya hergün yeniden yeniden olan bitenler. Düzen. Koca evrende bulunduğumuz yer. Güneşin doğuşu, kuşlar, rüzgar gün batımı, deniz kokusu, mum, koku almak, düşünmek, kuş sesleri, gece ve yıldızlar, fesleğen kokusu, rastlantı, gözyaşı saklamak için kullanılan şişecikler, bazlama, hayaller, yollar, loş ışık, konuşulamayanlar, bebeğin adım adım büyümesine şahit olmak, seks, şarkılar, ağlamak, yaşlı teyze, evlilik, genç yetişkinlik…
Ufacık geliyorum kendime. Herkese her şeye yetecek kadar çenem düşükken kendime az geliyorum. Yetmiyor bana ben. Korku da var biraz nedensiz çıkıveriyor işte. Çıkmadığı zamanlarda bambaşkayım sanki, her şeyi yapabilirim diye bir güven geliyor bana. Akıllara zarar bi güven. Elbette her insanda olması gereken kadar ama bende başkalaşım geçirmiş bir güven. Korku geliverince her şey altüst oluyor yarıda kalıyor. Olan ve biten.
Bir tane daha benden olsa katlanılmaz olurdu diyorum da… yok bazı zamanlar için bi tane daha olsa fena olmaz, misal akıl versin bana ben. Mantık denizi çıksın kendi içinde boğsun beni. İçime dışıma karışsın. Benim yerime bi kaç soru çözsün, hani hayatın sınavlardan ibaret olan kısmı var ya, orda görev alsın. Ve işte okul çağındaki mavi önlüklü deniz.
Şarj edilebilir pil gibi hissediyorum kendimi. Kıvrımsız, düz bi haldeyim. Gücüm kalmadı, ışık saçamıyorum sanki. Dopdolu ve bitmeye yakın. Her zaman aynı değil, yarım dolu, bitmeye yakın tükenmiş, full. Her halimi seviyorum tamam da tükenmiş durum uzayınca çıkmaz bir hal alıyor gibi.
Her şeyden bağımsız geçen günün şarkısı. Hımmm demesi. Ensemde nefesini hissetmek gibi. Yakın ve samimi ve sıcak. Gözlerimi kapattım işte şimdi. Tuba sesi mi bu arkadaki bilmiyorum da dokunuşları güzel. Dum dum dumdum. Ve nakarata girişi… hııhııııhııımmm yavaş yavaş söylerken şarkıyı, birden sesi yükseliyor ve yine yavaşlıyor. Soluk alıp veriş ritmi değişiyor. Adam da nasıl bir hisle söylüyorsa artık, seviyorum. (haha bunu dediğime göre pil henüz bitmemiş.) Ne düşünüyor acaba şarkıyı söylerken? Dinlerken? Şarkı hiç bitmese, tüylerim diken diken oldu. Perküsyon bir yandan saksafon derken o anda olmalı ne olcaksa. Bu şarkı başka birsey ve bi gün bu şarkıy... İyiden iyiye insanı havaya sokuyor işte. Gece şarkısı bu. Sarı ışık sevmem ama şarkı için ve dinlenmek için güzel olabilir. Hatta mum ışığı gayet güzel olur. Şarkı ve ben. Küçük odamda nefesimden hafifçe titreyen ışık. Hııhhıı hıımmm…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder