11.1.10

yeni

adını yazık koydum o gece, biraz alkolün etkisiyle belki de su üstüne çıkan duygulardan ibaretti. yazık. yakıştı da sanki. neye benzediği belli değil; gergedan desem değil, davşan desem değil.. mitolocik birşey bu. normal şeyler çıkmaz ki zaten bana..:D renkleri güzel ama. yeniyıl hediyem yazık.
sonra bir de birlikte dolaştık, az çevre edinsin zavallıcık. bilmediği şehri keşfetsin, koklasın istedim. vapur ona kocaman geldi, sokaktaki robotlaşmış insanlar üzerine çıkacakmış gibiydi. farketmediler. sonra yemek teklif ettim, sevindi gariban. gazi kadınlar sokağı manzaralı yanından kırçiçeği masası kapattım ona. bir de manisa kebabı istedim onun için. sevincinden birsey yiyemedi ki. ben yedim onun hakkını da, acıkmıştım zaten çok. sahiden canlanırverse, küçükken ben hep bu minik oyuncakların gerçek olup benle konuşmasını isterdim. büyüdüm onlar hiç değişmedi. ben istemez oldum artık böyle birşey.
işte boş yazının boş cümlesi, tam bana göresin Yazık.

2 yorum:

Aydedeye havlayan dedi ki...

her çocukta var mıydı bu hastalık acaba ben de onu düşnüyorum. benim de vardı bu yazıklardan şehir şehir dolanırdı yanımda :)

deniz dedi ki...

anladılar mı acaba bizleri :) ya da bizi gören diğerleri? anlaşılmak da değildi aslına bakarsan mesele ya.